BAŞLATMAYI BİLİYORSAN, BİTİRMEYİ DE BİLECEKSİN
‘Seviyorum’ diyoruz, ‘çok seviyorum’. Ne güzel bir kelime, SEVMEK.
Her şeye, herkese karşı duyulan sevgi. İnsana, doğaya,
hayvana, eşyaya… Bir sürü şey sıralayabilirim buraya. Karşılıklı veya tek
taraflı. Ama hiç düşündünüz mü, sevgi bağ mı? Yoksa bağımlılık mı? Günümüzde
sevgi bir bağımlılık haline gelmiş görüyorum ben. Herkes birilerine, bir
şeylere bağımlı gibi, yapışıp kalıyorlar. Asla değişmez bir olgu gibi,
kendilerine ait bir eşya gibi vazgeçemiyorlar. Aslında sevgi, verdikçe büyüyen,
emek isteyen, çokça fedakarlık isteyen bir olgu. Çok çabuk tüketen bir toplum
olduğumuz için, şimdiki zamanda vermek yok! Hep almak var!! Sormadan almak,
beklemeden almak, düşünmeden almak var. Benim olsun da, karşımdaki ne düşünürse
düşünsün, ne yaparsa yapsın bencilliği var. Sen nerden biliyorsun da bu fikre
sahipsin diyebilirsiniz…
Ben almayı bilmeyip (beceremeyip), daha çok verenlerdenim.
İnsan için bakarsak bu duruma, hep karşımdakini düşünürüm. (Aman o mutlu olsun!
Benim mutluluğum mu aman be, boşver diyenlerdenim! Aslında şu anda öyle
değilim. Birazdan açıklayacağım) Ben çok yaşadım bu durumu. Bir iki kez değil,
yüzlerce kez.! Ben eski kafalıyım biraz (aslında biraz değil oldukça fazla!). Bedenim
2021’de yaşarken, akıl yaşım ve ruhum 1970’lerde kalmış. Ben böyleyim yapacak
bir şey yok! Beni seven böyle sevsin. Etrafımda dönen dolapları, yalanları
algılayamıyorum bazen. Algılamak, ya işime gelmiyor ya da istemiyorum. Farklı
bir yapım var, bunun farkındayım. Ama son zamanlarda ben de çok değiştim. Nasıl
mı? Anlatayım. Bencillik hala ruhuma işlemedi, orası kesin. Yaşamdan
öğrendiğim; aldığın kadarını vereceksin. Bu kadar basit. Ne eksik, ne de fazla.
Derslerimde hep söylerim (bu arada pilates eğitmeniyim), aldığın kadar nefesi
vereceksin. Tamamını…
Sevgi bağına gelince, seveceksin, sevileceksin.
Karşındakinin sana verdiği kadar. Böylelikle sevgi, saplantı olmayacak senin
için. O, seni bıraktığında ya da vazgeçtiğinde, sen de bırakacaksın. Başlatmayı
biliyorsan, bitirmeyi de bileceksin. Bilmiyorsan öğreneceksin.
Benim için sevgi, bağ demek. Bir şeye ya da kişiye bağlanmak,
emek vermek, kıymet bilmek, saygı duymak demek. Asla, bağımlılık değil,
olamazda. Bağımlılık; bencillik, tek taraflı ve sadece kendini düşünmek, almak,
almak, almak… Bunları neden söyleme ihtiyacı duyuyorum. Eminim benim gibi
düşünen çok insan var. Ama düşünmeyen daha fazla. Belki, bu yazı o
düşünmeyenlerin önüne düşer ve kendilerini bir sorgularlar. Acaba ben neyim,
nasıl düşünüyorum diye. Belki, bir kişinin kalbine dokunurum da kendini
sorgular ve değişme ihtiyacı duyar. Çünkü bağımlılık, kendine vereceğin en
büyük zarar. Seni hasta eder. Yalnız bırakır. Ama bağ kurmak (bağlanmak),
empati yapmak gibi. Karşındakini kendi yerine koyup hareket etmek, demek. Ne
güzel böyle düşündüğümüzde… O gittiğinde, hayatına devam etmek. Eksilen bir şey
olarak görme gideni. Sana kattığı artıları düşün. Bazen, yanlışlar ve hatalarda
iyi gelir bize (eğer hata yaptığımızı ya da yanlışımızı görebiliyorsak tabi).
Hepsi, bizim için birer tecrübe. Bu tecrübelerle hayatımıza yön veriyoruz
aslında. Sonra da hayatımıza kaldığımız yerden devam edelim, artıları,
eksileriyle. Birilerine ya da bir şeye saplanmadan, kendimiz olarak.
Sevgi çoğalsın, büyüsün, artsın. Sevgi bağımızın güçlenmesi
dileğiyle…
Yorumlar
Yorum Gönder